İsra Suresi, Kur’an-ı Kerim’in 17. suresidir ve 111 ayetten oluşur. İsra Suresi, aynı zamanda “Bani İsrail” olarak da bilinir. Surenin adı, Peygamber Muhammed’in (s.a.v.) Mekke’den Kudüs’e, oradan da göklerin yüksek katlarına yaptığı mucizevi gece yolculuğu olan İsra ve Mirac olayına atıfta bulunur. Bu olay, İslam inancında çok önemli bir yere sahiptir ve Müslümanlar için imanın sırlarından biri olarak kabul edilir.
İsra Suresi’nin başlangıcında, Allah’ın kudretini ve Peygamber’in bu mucizevi yolculuğunu anlatan ayetler yer alır:
“1. Sübhânellezî esrâ bi’abdihi leylem minel-mescidil-harâmi ilel-mescidil-aksallezî bâraknâ havlehû linuriyehû min âyâtinâ, innehu hüves-semîul-basîr.”
Bu ayet, Allah’ın (c.c.) kulu ve elçisi olan Muhammed’i (s.a.v.) Mescid-i Haram’dan (Kabe) Mescid-i Aksa’ya (Kudüs’teki kutsal mabet) geceleyin götürdüğünü ve çevresini mübarek kıldığını, ona ayetlerinden bazılarını göstermek için bu yolculuğu gerçekleştirdiğini ifade eder. Allah’ın her şeyi işiten ve gören olduğu vurgulanır.
İsra Suresi, aynı zamanda ibadetin önemine, özellikle namazın kılınmasına büyük vurgu yapar. Namaz, Müslümanların günlük yaşamlarında düzenli olarak yerine getirmeleri gereken temel bir ibadettir ve İslam’ın beş şartından biridir. Surenin 78. ayetinde namazın önemi şu şekilde vurgulanır:
“78. Ve ekımüssalâte li dülıfikkeşşemsi ile gasekılleyle ven nâfilete, inne en nâfilete kânet leke kânen mukaddâ.”
Bu ayet, güneşin batışından geceye kadar olan zaman diliminde namaz kılınmasını ve ek olarak gönüllü ibadetlerin yapılmasını emreder. Bu gönüllü ibadetlerin, Peygamber’e özel bir önem taşıdığı belirtilir.
İsra Suresi ayrıca, insanlara doğru yolu gösteren ve onları kötülüklerden sakındıran bir rehber olarak Kur’an’ın önemini de vurgular. Surenin 9. ayetinde bu konu şöyle ifade edilir:
“9. İnne hâzel kur’âne yehdî lilletî hiye ekvemü ve yübeşşirül mü’minîne-llezîne ye’melûnessâlihâti enne lehüm ecran kebîrâ.”
Bu ayet, Kur’an’ın en doğru yolu gösterdiğini ve iyi işler yapan müminlere büyük bir mükafatın vaat edildiğini bildirir.
İsra Suresi, ahlaki değerler, toplumsal adalet, aile ilişkileri, sabır ve şükür gibi konulara da değinir. İnsanlara dünya hayatının geçiciliği ve ahiret hayatının ebedi olduğu hatırlatılır. Surenin son ayetlerinden biri olan 110. ayette ise Allah’ın isimlerinin yüceliği ve dua ederken O’na hangi isimle dua edilirse edilsin, tüm isimlerinin güzel olduğu ifade edilir:
“110. Kulid’ûllâhe evid’ûrrahmâne eyyem mâ ted’û fellehül esmâul husnâ ve lâ tehcir bi salâtike ve lâ tühdit bihâ vebtegi beyne zâlike sebîlâ.”
Bu ayet, Allah’a dua ederken “Allah” veya “Rahman” isimlerinden herhangi birini kullanmanın uygun olduğunu, çünkü O’nun tüm isimlerinin güzel olduğunu belirtir. Ayrıca, namazda ne çok yüksek sesle ne de çok alçak sesle okunması gerektiğini, arada bir yol izlenmesi gerektiğini öğütler.
İsra Suresi, Kur’an’ın genel mesajını yansıtan ve Müslümanların hayatlarında uygulamaları gereken birçok ilkeyi içerir. Bu sure, hem gece yolculuğunun hem de ibadetin önemini vurgulayarak, inananları manevi bir yolculuğa ve Allah’a daha yakın olmaya çağırır.