- “Love is not for the weak, it’s for the warriors who fight for it.” (Aşk, zayıflar için değil, onun için savaşan savaşçılar içindir.)
- “My love for you is a wildfire that consumes everything in its path.” (Sana olan aşkım, her şeyi yutan bir ormandaki yangın gibi.)
- “We loved with a love that was more than love.” (Biz, aşktan daha fazlasıyla sevdik.)
- “In your absence, my heart feels the weight of a thousand oceans.” (Sen olmadığında, kalbim binlerce okyanusun ağırlığını hisseder.)
- “Love is a battle, and I am willing to fight for us till the end.” (Aşk bir savaş, ve ben bizi sonuna kadar savunmaya hazırım.)
- “Our love is a storm that shakes the foundations of the world.” (Bizim aşkımız, dünyanın temellerini sarsan bir fırtına.)
- “I would burn the world down just to keep you warm.” (Seni ısıtmak için dünyayı bile yakarım.)
- “Our love is a dark abyss, and I willingly plunge into its depths.” (Bizim aşkımız karanlık bir uçurum, ve ben isteyerek derinliklerine dalıyorum.)
- “I am addicted to the taste of your lips, the touch of your skin, and the fire in your eyes.” (Dudaklarının tadına, teninin dokunuşuna ve gözlerindeki ateşe bağımlıyım.)
- “Our love is a beautifully destructive force that consumes us entirely.” (Bizim aşkımız, bizi tamamen tüketen güzel bir yıkıcı kuvvet.)
- “I would cross oceans and climb mountains just to be with you.” (Seninle olabilmek için okyanusları geçer, dağları tırmanırım.)
- “Our love is a masterpiece painted with the colors of passion and desire.” (Bizim aşkımız, tutku ve arzunun renkleriyle boyanmış bir başyapıt.)
- “I am willing to drown in the depths of your love, for it is the sweetest kind of death.” (Senin aşkının derinliklerinde boğulmaya razıyım, çünkü bu en tatlı ölümdür.)
- “Your love is my drug, and I am hopelessly addicted.” (Senin aşkın benim uyuşturucum, ve umutsuzca bağımlıyım.)
- “Our love is an inferno that engulfs everything in its path, leaving nothing but ashes and passion in its wake.” (Bizim aşkımız, her şeyi yutan bir ateş, izinde sadece kül ve tutku bırakıyor.)
- “I would sacrifice everything for just one more moment in your embrace.” (Sadece bir kez daha senin kollarında olabilmek için her şeyi feda ederim.)
- “Your love is a poison that I willingly drink, for it is the sweetest kind of agony.” (Senin aşkın, isteyerek içtiğ